Eski Genelkurmay Başkanı İLKER BAŞBUĞ KATILIM
“Türkiye Cumhuriyeti’nde Güç Merkezlerinin Mücadelesi” serisinin üçüncü kitabıyla ilgili verdiği röportajda “darbe” ima ettiği teziyle yargılanan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında beraat kararı verildi. . Başbuğ, duruşmanın ardından yaptığı açıklamada, “Deprem mağdurlarının yaralarını sarmak millet olarak hepimizin asli görevidir.”
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen duruşmaya sanık İlker Başbuğ, avukatlarıyla birlikte katıldı. Duruşmada esasa ilişkin son savunmasını yapan Başbuğ, bugüne kadar yaptığı tüm konuşmalarda toplumun birliğinden bahsettiğini söyledi ve daha önce basına yaptığı açıklamalardan örnekler verdi. FETÖ komplosuyla cezaevinde olduğunu anlatan Başbuğ, “Silivri’den ayrıldığım gün bile ‘Bütün bunlara rağmen içimde kin ve intikam duygusu yok’ dedim. Böylesine büyük bir haksızlık karşısında bile kin beslemeyen bir insanın, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmesi akılsızlıktır.” Mahkeme, İlker Başbuğ’u “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” suçundan yargılanan fiilin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle beraat ettirdi.
“YAŞADIĞIMIZ DEPREMDEN GEREKLİ DERSLERİ ALMAK ZORUNDAYIZ.” Duruşmanın sonunda açıklama yapan İlker Başbuğ, “Ülkemin büyük bir deprem felaketiyle karşı karşıya olduğu bu günlerde size kendi durumumdan bahsetmemin yanlış olduğunu düşünmüyorum. Türkiye, ülkemizin en büyük doğal afetlerini yaşadı. cumhuriyet tarihi Çok büyük ve etkili bir deprem.Depremin başlangıcında en değerli görev elbette arama kurtarma faaliyetleri ve depremzedelerin temel ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.1999 Gölcük ve Adapazarı depreminden sonra ben Kıdemli misyoner olarak bu depremin yönetiminde görev aldım, görev yaptım.Bu depremde karşılaşılan arama kurtarma faaliyetleri nedeniyle ve depremzedelerin temel ihtiyaçlarını karşılamanın ne kadar zor olduğunun farkındayım.Çünkü yaşadım ve şahit oldum. o zamanlar bu.Bugün bölgede arama kurtarma faaliyetlerinin bittiğine şahit oluyoruz.T olarak depremzedelerin karşılaştıkları her türlü sıkıntıyı imkanlar ve desteklerle her zaman gidermeye çalışacağız. onları sağlayacağız. Depremzedelerin yaralarını sarmak millet olarak hepimizin asli görevidir” diyen Başbuğ, “İstanbul, İzmir ve Bingöl’de bir felaket olursa Allah göstermesin eksiklerimizi, yetersizliklerimizi tespit edip bunları gidermeye çalışmalıyız. yarın en azından bu sarsıntılara daha hazırlıklı olmalıyız. Yaşadığımız bu depremden gerekli dersleri çıkarmalıyız.” Başbuğ, deprem sonrası dönemde ekonomik, sosyal ve demografik yapının değişmesine neden olacak hususlarda millet ve devlet olarak dikkatli olmamız gerektiğini de vurguladı.
İddianame
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede İlker Başbuğ’un “şüpheli” sıfatıyla aralarında AK Parti Rize İl Başkanlığı, AK Parti İl ve İlçe Başkanları ile Kadın Kolları Başkanlarının da bulunduğu toplam 166 kişi, “şikayetçiler” olarak. İddianamede, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 4 Ocak 2021’de Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği demeçte, “Menderes, 25 Mayıs 1960’ta Eskişehir’de erken seçim tarihini açıklamış olsaydı, 27 Mayıs askeri darbesi büyük ihtimalle engellenmiş olacaktı. … Ona karşı bir askeri darbe yapılması, açıkça ülkenin siyasi yönetimine bir darbe olacaktır.” Başbuğ’un röportajında ”darbe” ima ettiği belirtilirken, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istendi.
– İstanbul